3 Haziran 2011 Cuma

Tebriz'de Şems'i Ararken

İran’daki yolculuğumuza Azarbaycan Bölgesi’nden başladık. Burada bir çok kişi Türkçe konuşuyor, o yüzden Türkiye’den buraya gelip hiç Farsça bilmeseniz de çok rahatça gezebilirsiniz. Bölgenin incisi tabii ki Tebriz. Buraya Urmiye Gölü üzerindeki ‘köprü’den geçerek ulaştık. Tebriz, İran’ın en büyük 3. şehri. Tarihi olarak ama Tahran’dan çok daha gerilere gidiyor aslında Tebriz’in kuruluşu ve parlak zamanları.

Tebriz’e giderken hep aklımda Şems-i Tebrizi vardı. Acaba onun zamanına ait izlere rastlayabilecek miydim? Maalesef kentte Şems ile ilgili bir anıta rastlamadım, sadece onun adına açılmış bir alışveriş merkezi (!) var ki bu da herhalde Şems’e yapılmış bir hakaret olmalı. Şemsi Tebrizi gibi dünya işleri ve malları ile hiçbir alakası olmayan, olanlarla dalga geçen bir insanın adını bir alışveriş merkezine vermek gerçekten ironik ötesi.

Velhasıl kentte Şems’i bulamadım. Yine de onunla aynı topraklarda, coğrafyada bir süreliğine de olsa gezmiş olmak bana yetti diyebilirim. Tebriz’de arkeoloji müzesi’ni gezdik, ünlü belediye binasına baktık ve tabii ki büyük bir sanat eseri olan Mavi Camii’yi gezdik.

Mavi Camii Kara Koyunlular zamanında yaptırılmış dışı ve içi turkuaz çinilerle ve Kufik yazılarla kaplı muhteşem bir camii. Maalesef 18. yy. da bir depremde kubbesi çöküyor ve nerdeyse 150 yıl boyunca harabe olarak kalıyor. 1950’lerde tekrar restore edilmeye başlanan camide çalışmalar halen devam ediyor. 

Farsça Nazım Hikmet şiirleri, Tebriz'deki bir kitapçının vitrininden..

Tebriz'in Mavi Camiisi..

Tebriz'in ünlü pazaryerinden görüntüler..

Pazardan görüntü..

Pazarda kumaşçılar çarşısı..

1 yorum:

gezgin395 dedi ki...

izlenimlerini heyecanla okuyorum, ben de üzüldüm Şems için. ama ne gam, onu ancak Mevlana gibi biri anlayabilirdi, ona da kavuştu yaşarken.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...