16 Haziran 2011 Perşembe

İpek Yolu'nda Bir Güzel Durak: Buhara

Özbekistan'da İpek Yolu ticareti deyince akla gelen ikinci tarihi kent Buhara. Burası Semerkant'tan farklı olarak, korunmuş eski mahallelere ve evlere sahip. Ne var ki, kentin korunmuş eski evleri ve mahalleleri aşırı turistik olduğundan yapay bir hava yaratıyor. Eski evlerin hepsi otel, eski hanların hepsi hediyelik eşya dükkanı olmuş. Sokakta gördüğünüz herkes ya turist ya satıcı. Yine de Buhara bu özelliğiyle -yani korunmuş ve koruma halinde oluşuyla- Semerkant'tan daha otantik bir izlenim yaratıyor.

Buhara'da 3 gün boyunca Komil Guesthouse diye mükemmel bir yerde konakladık, ancak ben bu 3 günün ikisinde hastaydım ve odadan dışarı adımımı atmadım. Sadece ilk gün kentin eski binalarını ve mahallelerini gezebildim. O günden geriye kalan fotoğraflar işte burada:

Buhara'nın registan meydanındaki tarihi medresenin ön cephesinden bir detay. Simurg olarak bilinen mmitolojik kuşlar resmedilmiş..

Çocukların sevgilisi Nasreddin Hoca, evet yanlış okumadınız, Nasreddin Hoca!

Buhara'nın en eski ve büyük camilerinden birinin avlusundan ünlü kuleye bakış..

Halen aktif olan bir medrese. İçeri girmek yasaktı.. Eskiden çeşitli bilim dallarının okutulduğu medresede artık sadece İslam dini öğretiliyor.

Önce benim ne kadar küçük kaldığıma bakın kulenin yanında.
Buhara'nın simgesi Kalan Minaresi. Timur bile bu minarenin önünde saygıdan eğilmiş. Kulenin çeşitli işlevleri var, hem gözetleme kulesi olarak kullanılıyor, hem çölde yolunu kaybeden kervanlara deniz feneri görevi görüyor, hem de azılı suçlular bu kuleden aşağı atılıyormuş.

Buhara sokaklarında bir çocuk..

Buhara'nın Kalesi. Burada ilk defa bir Tük turiste rastladım.

1 yorum:

gezgin395 dedi ki...

hımmm, kimine umut ve yaşama şansı veren, kimine de ölüm getiren bu güzeller güzeli kulenin mimarı ve heykeltraşları ne düşünmüşlerdi bu konuda acaba ?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...