Eski kentin içi dar çakıltaşlarıyla döşenmiş zakkumlu ve begonvilli sokaklarla dolu. Daha büyükçe cadde ve meydanlarda ise turistik dükkanlar ve turistlerden başka bir şey yok. Eski kentin en sakin yeri Musevi mahallesi, burada iki tane sinagog da bulunuyor. Onun dışında surlarla çevrili bu alan ağzına kadar turist kaynıyor diyebiliriz. Aşırı turistik olması, Rodos'u malesef biraz itici yapıyor; otantik, bozulmamış bir mekan aramak boşuna..
Rodos'un Eski Kenti'nden tipik bir sokak görüntüsü. |
Şövalyelere ait büyük saray yapısı, daha sonra Mussolini de yazlık saray olarak kullanmış. |
Orta Çağ'a ait sütun başlıklarından bir örnek. |
Müzedeki kouroslar.. |
Afrodit Tapınağı, Hellenistik Dönem'den. Pek görkemli değil.. |
Bildiğiniz gibi, Naziler Yunanistan'dan bol sayıda museviyi toplama kamplarına gönderiyor. Rodos'tan alınan 1650 Musevi'den sadece 150 tanesi kurtuluyor Ausschwitz'den. Onlar için dikilen anıt. |
Rodos'un parlak ve sönük zamanları var. St. John şövalyelerinin adada olduğu zamanlar parlak dönemlerden. Avrupa'nın dört köşesinden gelen şövalyeler burada Kudüs'e hacca giden Hristiyanları koruma görevini (güya!) üstlenmişler efendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder