8 Nisan 2011 Cuma

Petra

Üç gündür Wadi Musa'dayız, burası Petra'nın yakınındaki sadece otellerden ve restoranlardan oluşan küçük kasaba. Efes'in Selçuk'u gibi..Petra, bilindiği gibi Ürdün'ün 1 numaralı turistik yeri. Günde 7000 turist burayı ziyaret ediyor. Şu anda turist sayısı az, oteller boş, çünkü Suriye ve Mısır'daki devrimler Avrupalı turistleri korkutmuş. Burada geceliği 12 JD'ye (yani 12 euro) görece iyi bir hotelde kalabiliyoruz.

Petra'ya giriş 50 JD, yani aşırı pahalı. Neyse ki bizim tavsiye mektuplarımız var ve kazı ekibini tanıyoruz. Bize Ürdün vatandaşlarına verdikleri fiyatı veriyorlar: 1 JD. Ama buraya gelen herkes 50JD veriyor ve sonuç olarak Petra'dan elde edilen gelir ülkenin en büyük gelir kaynaklarından birini oluşturuyor.

Değer mi? DEĞER!

Biz ilk gece, sağolsunlar, kazıevinde kaldık. Geceyi Petra'nın içinde geçirmek de oldukça heyecanlıydı. Kazıevi 1970lerde inşa edilmiş bir otel aslında, sonradan İsviçreli kazı ekibine verilmiş. Kazıevinde akşam 10'dan sonra elektriğin kesildiğini de belirtelim.

Petra'yı gez gez bitmez, bakılacak yüzlerce mezar, mağara, yapı, jeolojik oluşum var. Biz 1.5 gün verdik buraya, ama daha uzun kalınabilir. Burası bana her ne kadar Kapadokya'yı anımsatsa da, taşların pembeye ve kırmızıya çalan renkleri, kırmızı renkli kumlar ve mezarların süslü, görkemli ön cepheleri Kapadokya'dan ayrı bir tat veriyor. Ama bu iki yeri karşılaştırmak aslında ikisine de haksızlık. En iyisi karşılaştırmaları bir kenara bırakıp resimlere geçmek..


Burası ünlü mü ünlü 'Hazine'ye açılan 1.5 km lik dar kanyonun sonu. Daracık açıklıktan Petra'nın en ünlü ön cephesi görülüyor..

'Hazine' olarak bilinen,ancak aslında bir mezar olan yapı. Bu yapıları inşa etmiş olan Nabatlar'dan sonra Petra tamamen Bedouinler tarafından kullanılmış ve onlar buranın bir hazine sakladığını düşünüyorlarmış..

Bu vadideki kum taşı o kadar yumuşak ki, tabaka tabaka renkleri değişiyor. Kafanızı çevirdiğiniz her yer oyulmuş, bezenmiş..

Petra'nın önemli bir parçası da rehberlik yapan ve sizi eşekle Petra'nın çeşitli yerlerine götüren Bedouin rehberler. Eşekler burada taksi olarak biliniyor..
Kayalara Oyulmuş Mağaralardan örnekler görüyoruz..

Muhtemelen bir kral mezarı burası. Urn Tomb olarakbiliniyor.

Çok gösterişli ve süslü mezar yapıları..

Petra'daki ikinci günümüzde Berlin HU'nun kazı çalışmalarını görelim dedik. Tabii resmen bir dağın tepesinde çalıştıkları için buraya çıkmak oldukça yorucu oldu. Tepeden manzara tabii ki güzeldi ama kazdıkları yapılar çok çok ilgi çekici değildi (benim için)..Bize yolu kazı ekibinden Seha gösterdi, eşeklerle yukarıya öğle yemeği taşınıyor. Tabii biz eşekler kadar hızlı değiliz..

Dağın tepesinden manzara (Umm al-Biyara bu dağın adı..)

Umm al-Biyara'nın tepesinde bir bukelamun (yada benzeri bir hayvan) gördük. Latince isminin Agama Sinaita olduğunu sonradan öğrendik, özellikle Kızıl Deniz ve Petra çevresinde bolca görülürmüş! Korkutmadan uzaklardan resmini çekmeyi denedik. Sanırım güneş banyosu yapıyordu kendisi..
Umm al-Biyara'dan aşağıya inerken gördüğümüz büyükçe bir kertenkele.. Bu da Agama Sinaita'nın dişisi oluyormuş efendim (wikipedia species sağolsun!)

İşte tepesine çıktığımız dağ (Umm al-Biyara). Benim resmen pestilim çıktı, sucuk gibi terledim ve çok acıktım. Ama sonuçta 'değdi' dedik.

Aynı gün yine tırmanması zor ama öbür dağa göre kolay olan Manastır olarak bilinen ama mezar yapısı olan Ed-Deir'e çıktım ve bu binanın karşısında limonatamı yudumlayıp biraz dinlendim..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...