18 Şubat 2011 Cuma

Yağmurlu Bir Günde Eşsiz Bir Sürpriz: Pigme Filler

Güne gözümüzü 8:30'da açtığımızda maalesef yağmur yağdığını gördük. Aslında çevredeki Tunç Çağı mezarlıklarından birini ziyaret edecektik ama bunun yerine müzeye gitmeye karar verdik. Pek istemeye istemeye gidiyordum aslında ilk başta, pek keyfim yoktu, ta ki, müzenin ilk salonundaki fosilleri ve Pleistosen faunası ile ilgili vitrinleri görene kadar. İşte o an -tam bir nerd gibi- çok çok mutlu oldum. Hemen aklıma Canan Ç. geldi, ahh bir arkeozoologun çok mutlu olacağı bir yerdi bence. Benim de neşemi hemen yerine getirdi..

Buraya kısaca bu durumun beni niye heyecanlandırdığını açıklamak isterim. Herşeyden önce Buzul Çağı faunası her zaman ve her yerde heyecan verici çünkü genelde soyu tükenmiş tuhaf, sevimli hayvanlar bunlar. Mesela mamutlar..Ancak adalarda olayı daha da tuhaf yapan bir durum var. Buralarda hayvanlar anakaradaki dostlarından ayrı kaldıkları ve izole bir şekilde nesillerini sürdürdükleri için çok dar bir genetik havuza sahip oluyorlar. Bunun sonucunda -eğer adada rakip başka bir hayvan yoksa mesela- cüceleşmeye başlıyorlar (dwarfism) yada devleşiyorlar (gigantism). Bu duruma genel olarak Adalılık Olgusu (Insularity) deniyor. Akdeniz adalarında bolca gözlenen bir olgu bu. Mesela Kıbrıs'ta, Malta'da yada Girit'te adada yaşayan memelilerin zamanla cüceleştiği görülüyor.

Aynı durum Sicilya'da da var. Unutmayalım ki Sicilya Messina Boğazı ile İtalya anakarasına çok yakın olsa da (hayvanlar yüzerek geçebilir mesela), boğaz çok derin olduğu için Buzul Çağı'nda bile hiç bir zaman tam olarak anakaraya bağlı değil. Bu durum adaya yeni hayvan gruplarının gelmesini engelleyen ve gen havuzunu daraltan bir durum. Dolayısıyla buraya bir zaman İtalya üzerinden ulaşmış olan filler ve hipopotamuslar cüceleşerek yaşamlarını sürdürüyorlarmış..Holosenle birlikte -muhtemelen insanların adaya gelip insandan korkmayı bilmeyen bu hayvanları avlayıp tüketinceye kadar- soyları tükendiii, gittiii..

Bir adet fosil..

Pigme Fil (Elephas falconeri), La Grotta di Spinagallo'dan.Önbacağı,metapodiali,çenesi görülüyor..

Aramızda kalsın: Fotoğraf çekmek yasaktı. Bu fotoğrafı makinayı kurarak çektim, çok mu belli oluyor?

Pigme Filler: Arkadan..

Pigme Filler: Önden

Bu obsidyen dilgiler geç Neolitik dönemden (MÖ 4500-4000 gibi). Buraya da obsidyen Lipari denen adadan geliyor. Yani Ege'deki gibi yine obsidyen kaynağı bir ada..

Bunlar da efendim Diana Kültürü'ne ait kırmızı astarlı kaplar..

Müze dışarıdan pek çekici değil ama Sicilya'da şimdiye kadar gezdiğim en iyi müze. Bir prehistoryacı için cennet, adadaki tüm kültürel gelişimi en başından orta Çağ'a kadar görüp sindirmek mümkün. Ayrıca sadece çanak çömlek değil, farklı yönleriyle kültürler -İngilizce olarak- tanıtılıyor. 5 yıldız verdim!
  

1 yorum:

asli dedi ki...

vay beeee, pigme fili de gormussun sekercim. muzeye gidesim geldi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...