15 Şubat 2011 Salı

Sicilya'da Turist Olmayan Yerler: Aidone Muzesi ve Morgantina

Sicilya’nın Batı ve Güney sahillerindeki önemli antik kentleri gördükten sonra yönümüzü adanın iç taraflarına doğru çevirdik. Bu kesimler yüksekliği 500-800 m arasında değişen bir platodan oluşuyor. Sicilya’nın en az turistik ve en yoksul kesimi de aslında burası; işsizlik ve dışarıya göç burada çok yaygın. 19. yüzyılda bu çevrede çok fazla sülfür madeni varmış, insanlar çok zor ve ağır koşullarda bu madenlerde çalışıyor, hayatını kazanmaya çalışıyormuş. Daha sonra ama sülfür pazarını Amerika ele geçirmiş ve bu endüstri bölgede sona ermiş, 19. yy sonunda bölge dünyanın her bir tarafına göç vermiş.

Sicilya’nın iç bölgelerinde fazla büyük kent yok. En büyük kent Enna. Bizse Piazza Armerina adlı küçük bir şehirde iki gün konakladık. Burası hiç turistik olmadığı için –hele de kışın- uygun fiyatlı bir B&B (bed and breakfast) bulamadık, 2 yıldızlı bir otele yerleştik. Otelde kablosuz internet olmasına rağmen, ne yazık ki, benim bilgisayarım bir türlü internete bağlanamadı. 

Buradaki ilk günümüzde aslında Villa Romana del Casala adlı antik Roma (MS 3. yy) villasını gezecektik. Bu villa 3500 metrekareyi aşan çok renkli mozayikleri ile ünlü. Arkeolojik alana gittiğimizde gördük ki, burası kışları tamamen ziyarete kapalı ve Mart ayında tekrar açılıyor. Biz de bunun üzerine çevredeki diğer bir önemli arkeolojik alan olan Morgantina’ya gitmeye ve öncesinde Aidone’deki arkeolojik müzeyi gezmeye karar verdik.
Prehistorik Buluntularin sergilendigi salon


Aidone Müzesi çok şirin, küçük ama gezmeye görmeye değen bir müze. Burada özellikle benim hoşuma giden prehistorik dönemlere ait vitrinler ve açıklamalar oldu. Sicilya’daki kronolojik gelişim Anadolu, Ege ve Mezopotamya’daki kültürel gelişimden oldukça farklı. Çok genel olarak şöyle:

Erken Neolitik            Impresso Kültürü                               MÖ 6000
Orta Neolitik              Stentinello Kül.                                  MÖ 5000
Geç Neolitik               Diana Kültürü                                    MÖ 5000-4000
Final Neolitik             Diana-Spatarella                                 MÖ 4000-3500
Kalkolitik                   San Cono-Piano Notaro                     MÖ 3500-2500
Orta Kalkolitik           Serraferlicchio Kültürü                       MÖ 2500
Geç Kalkolitik            Malpasso Kültürü                              MÖ 2000
Erken Tunç Çağı        Castelluccio kültürü                            MÖ 2500-1500
Orta Tunç Çağı           Thapsos Kültürü                               MÖ 1500-1300
Geç Tunç Çağı                                                                   MÖ 1300-1000

Geç Tunç Çağı ile birlikte adanın izole kültürel gelişimden sıyrıldığını, mesela ilk defa çark yapımı çanak çömlek yapılmaya başlandığını yada ilk ithal Miken kaplarının yerleşmelerde bulunmaya başladığını görüyoruz. Daha sonra zaten Demir Çağı, Protogeometrik dönem 1-2 yüzyıl kadar sürdükten sonra, adaya ilk antik Yunanlı kolonistlerin ayak bastığını Proto-Korint seramiklerinden anlıyoruz. Bu arada eskiden o kadar ilgimi çekmezdi ama Korint seramikleri gerçekten çok güzel, Klasik Arkeolog olsam bunları çalışmak isterdim.. Tabii adada muhteşem kırmızı ve siyah figür Atina kapları da bulunuyor, hem de binlercesi..Bunların üzerlerindeki resimlerdeki ince detaylar ve anlatılan mitolojik yada günlük hayattan hikayeler de çok ilgi çekici.
Demeter ve Persefon'a Adanmis Kutsal Alanda Bulunmus olan Bustler

Aidone Muzesi'nde Balik Tabagi
 Morgantina Tunç Çağı’ndan itibaren yerleşilmiş ama özellikle Arkaik, Helenistik ve Roma dönemlerinde gelişmiş, antik yapıların oldukça iyi korunduğu bir antik kent. Özellikle Helenistik dönemden kalma tiyatro, agora, stoa, Demeter-Persephone kutsal alanları, çeşitli villaları ile gezmekten keyif aldığım bir yer oldu.

Morgantina ile ilgili ilginç noktalardan biri de buradan Etna Yanardağı’nın zirvesinin -3323 m- görülebiliyor olmasıydı. Hava biz gezerken çok açık ve güneşli olduğu için biz de Etna’yı uzaktan da olsa (100 km’den fazla) ilk defa görebildik. Fotoğraflarını çektim ama sanırım pek anlaşılmıyor..
Morgantina'dan Etna'ya Bakis

Morgantina'dan Etna Gorunuyor ama bu fotografta gorunmuyor malesef..
Morgantina’da dikkatimi çeken başka bir şey tiyatro ve diğer kamusal alanların inşasında kullanılan kireçtaşı oldu. Agrigento’da da aslında görmüştüm ama fotoğrafını çekmemiştim. Yerel kayaçlar içinde çok sayıda deniz kabuğu, özellikle büyük istiridyeler, var. Bu durum kayaların denizsel ortamda oluştuğunu, sonra da muhtemelen tektonik ve/veya volkanik hareketlerle yükseldiğini gösteriyor. Bu istiridyelerden birinin yaninda çiçek bitmişti:
Tiyatronun insa edildigi kirectaslari uzerindeki deniz kabuklarindan biri
 Morgantina geniş bir alana yayılan antik kent. Maalesef üzerinde prehistorik ve arkaik kalıntıların olduğu ‘Farmhouse Hill’ turistlere kapalıydı. Bu tepenin üzerinde adanın Yunan koloni öncesi gerçek yerlilerine ait uzun evlerden biri kazılmış. Bu evi görmek maalesef kısmet olmadı!
Morgantina'daki Kucuk Helenistik Tiyatro


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...