16 Mart 2011 Çarşamba

Franchthi Mağarası

Ege prehistoryası açısından çok büyük önem taşıyan buluntu yerlerinden biri Franchthi Mağarası. Mağara Üst Paleolitikten Erken Tunç Çağı’nın başına kadar aralıklarla çeşitli topluluklar tarafından kullanılmış. Burada hemen hemen kesintisiz olarak devam eden yerleşim ve detaylı yayınlar sayesinde Franchthi Mağarası sadece Mora Yarımadası için değil, tüm Ege tarihöncesi dönemleri ile ilgili çok sayıda önemli bulgular sunan bir arkeolojik alan haline geldi.

Mağara artık çok uzaklarda değil! Sahildeki kayaların üzerinden yürüyürek, atlayarak, zıplayarak 15 dakikada ulaşılıyor..

Sonunda uzaktan mağaranın girişini görüyoruz..


Franchthi Mağarası’nı önemli yapan ana etmen Üst Paleolitik dolgularda bulunan Melos obsidyeni. Böylece ta Üst Paleolitik Dönem’den beri Ege’de deniz ulaşımının yapıldığını ve Melos Adası’ndaki bu önemli hammaddenin o dönemden itibaren bölge toplumları tarafından bilindiği ve kullanıldığını anlıyoruz. Gerçi son dönemde Girit’te bulunan Orta Paleolitik taş aletler sayesinde artık Ege’de deniz ulaşımının kökenini çok daha gerilere çekmek mümkün oldu ama bu yeni bulgu Franchthi Mağarası’nın önemini pek de azaltmadı.
Franchthi Mağarası Paleolitik Dönemde aslında tam deniz kenarında değilken, deniz seviyesinin yükselmesiyle Erken Holosen ile bir deniz kenarı mağarası haline geliyor ve burada kamp yapan ve konaklayan topluluklar bol miktarda deniz ürünü (özellikle Ton balığı ve çeşitli kabuklular) tüketiyorlar. Erken Neolitik Dönemde de mağarada yerleşim devam ediyor, ancak taş aletler üzerinde yapılan incelemeler Mezolitik ile Neolitik Dönem arasında kültürel bir devamlılık olmadığını, yani, mağaraya gelen ilk çiftçilerin başka bir bölgeden buraya göç ederek ulaştığını gösteriyor. Franchthi Mağarası buluntuları Napflio Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Kendi izlemimlerine gelince, Franchthi’yi görmek benim için tüyler ürpertici bir deneyim oldu. Mağaranın kafamda canlandırdığımdan kat be kat daha büyük ve etkileyici olduğunu gördüm. Mağaranın çok yüksek tavanı, içeride suyun açtığı derin yarıklar, tavandan şıp şıp damlayan sular, küçük sarkıtlar bir taraftan jeolojik olarak insanı büyülerken, metreler boyunca yükselen arkeolojik tabakaları görmek beni ayrı bir heyecanlandırdı. Biran için kafamda burada kamp yapan insanları, geceleri nerede uyuduklarını, ateşlerini nerede yaktıklarını, yemeklerini nerede yediklerini, sahile gidip geldiklerini, balık tutmak için denize açıldıklarını canlandırıp bu büyüleyici yerdeki derin tarihi içime sindirmek istedim.  

Mağaranın 'katedral benzeri' girişi (Rehber kitapta böyle yazıyordu)..

Mağaranın içinden bir görüntü.Ayrıca buradan kazılan açmalar da görülebiliyor..
Argolis'in güneybatısında küçücük bir yarımada üzerinde Franchthi Mağarası, tam karşısında ise Koilada isimli küçük bir balıkçı köyü var..Huzur dolu bir Ege köşesi..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...